Ben şimdi neyim?

Dijital bir ajansta çalışmak askerlik gibidir. Kim işinde daha iyiyse en çok işi o yapar. Tüm baskıya rağmen iş bulamama sıkıntısı yüzünden pek çok kişi maaşları ve beklentileri aşağıya çekmektedir. Yeri gelmişken bu arkadaşlara bir serzenişte bulunmak istiyorum.

Yapmayın, etmeyin arkadaşlar.. Tatillerde, haftasonları, hasta olduğunuzda, izin istediğinizde, işe geç geldiğinizde, mesaiye kaldığınızda burnunuzdan getiren ajans sahipleri değil mi? 3, 5 kuruşa bu derdi çekmeyi tercih etmenizin nasıl kafa olduğunu anlamıyoruz.

Son dönemlerde çalıştığım iş yerlerinde yaşadığım pozisyon karmaşası giderek canımı sıkmaya başladı. Şu işi o yapamadı, hadi sen yapıver. Bir kontrol et yanlış olmasın .. gibi cümleler duymaktan sabahları kalkarak ofis yolunu tutmak zor gelmeye başladı. Böylece, her ajans insanının hayallerinde ki kurumsal sevdası yavaş yavaş içimde yeşermeye başladı. Bu piyasaya çok hakim olmadığımdan dolayı hemen hemen herkesin profil oluşturup, yüzlerce ilana başvurup, hiç bir zaman dönüş alamadığı kariyer.net sitesine baktım. Başvurulmayı bekleyen binlerce ilan önüme düşüyordu. Tamam dedim birinden biri olur herhalde ..

Hiç üşenmeden CV’mi güncelledim ve başladım tek tek başvurular yapmaya .. Hala bir umut aranmayı bekliyorum 🙂 bu gidişle çok bekleyeceğimi de biliyorum..

Türkiye’de her iş kolunda olduğu gibi kurumsal firmaların Dijital Pazarlama departmanları da tanıdık referansıyla iş alımı gerçekleştiriyor. Kaynımın yakın akrabası çok iyidir şeklinde bir öneri götürüldüğü zaman, tüm üniversite yılların, kariyer hayatın, projelerin, çöp olup gidiyor. Çünkü o kaynın akrabası, çok önemli bir şahsiyet olsa gerek.

İnsan Kaynakları departmanlarının eline düşmek bu durumdan daha içler acısı bir durum. Göz süzmeler, ölçüp biçmeler, oturup kalkmana bakmalar .. İyi ki bir kaç beden dili seminerine katılmışsın o nasıl bir havadır? İşi en iyi yapabilecek ama en az para isteyeni seçeceksin. Tüm görevin bundan ibaret.

1 yılda 3 ajansa maruz kalmış birisi olaraktan kendimi oldukça kirlenmiş hissediyorum. Bu nedenle tüm patronları hayatımdan çıkarmaya karar verdim.

Sanırım, sıfırdan başlayarak kreatif bir gelişim göstermenin ilk ve en zor aşamasındayım.

Sizde kendi deneyimlerinizi benimle yorum olarak paylaşın.

Görüşmek üzere..

 

Ajans Sakinleri

Ajans sakinlerinin ruh halleri değişkendir. Ortalama 1 sene aynı yerde çalışan bir insan, 10 ve üzeri istifaya şahit olur. Bu durum o kadar çok yaşanır ki bir kaç sene içerisinde sektör de bulunan herkesi tanımaya başlarsınız. Tanımasanız bile mutlaka bir arkadaşınızın arkadaşı çıkacaktır.

Bu duruma ajans patronları çeşitli yöntemler geliştirir. İstifa etmiş birine verilen bin bir türlü vaad, maaş yükseltme politikaları, poh poh lama v.b türde davranışlar sergiler. Bunlarla tatmin olmayan öfkeli genç, soluğu çoktan başka bir ajansta almıştır. Ancak, bu mutluluğu çok sürmeyecektir. Bir kaç ay sonra gıybete düşer ve kendi kendini gaza getirir, yine istifa eder ..

Ajansların isimleri uzay boşluğunda çalkalanmaya başlar. Herkes her şeyi biliyordur. Bilmese bile mutlaka bilen birisini tanıyordur.

Tüm şartlar göz önüne alındığında ortalamanın üzerinde kalan ajanslar bu yorucu süreçte alkışları toplayacaktır. Bununla da yetinmeyip tüm gençlerin rüyalarını süsleyecektir.

Açtıkları iş ilanlarında biraz daha zorlasa tek başına ajans olabilecek insanları ararlar. Kendilerine başarılar diliyorum.

Bir sonra ki yazı da görüşmek üzere ..

P.S: 1 senede 40 istifa görmüş biri olarak, tecrübelerim üst düzeydir.